İstanbul'un Fethi

İstanbul Fatih Sultan Mehmed ’den önce 22 kez kuşatılmıştır, bu kuşatmaların 11’i Müslümanlar, 11’i ise diğer kavimler tarafından gerçekleştirilmiştir fakat başarılı olunamamıştır.
İstanbul’un fethi’nin temsili resmi
İstanbul’un fethi neden bu kadar önemlidir?
Bahsedildiği gibi Hz. Muhammed sadece İstanbul’un fethini değil; İslam’ın, Müslümanların ve insanların hizmetine sebep olacak başka önemli yerlerin de fethedileceğinin müjdesini vermiştir. Ancak peygamber efendimiz bunun üstüne söylediği söz olan “İstanbul mutlaka fethedilecektir. O’nu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” Sözüyle sayesinde birçok Müslüman kavimleri harekete geçirmiştir.

Ayrıca, ilgili hadiste İstanbul'u fethedecek komutana ve ordusuna özel bir övgü vardır. Bu durum da İstanbul'u fetheden komutan ve ordunun temsil edildiği Osmanlı Devletine bir övgüdür. Osmanlı Devleti de yaptığı hizmetlerle bu övgüye layık olduğunu göstermiştir.
İstanbul’u kazandığında da Müslümanlar tarafından el üstünde tutulmuştur.
İstanbul üzerinde fazlaca durulması, bu fethin sadece Müslümanlar ve İslam âlemi için değil, bütün Dünya’ya maddi ve manevi kazanımlarından kaynaklanabilir.


İstanbul’un fethini yapan padişah kimdir? Nasıl bir eğitim görmüştür?
İstanbul fetih edildiğinde ülkenin ve ordunun başında olan komutan II. Mehmed’dir. İstanbul'un fetih edilmesinden sonra Ebûʾl-Feth (‏Fethin Babası) ve daha sonraki asırlarda Fâtih lakabıyla anılmıştır. Ayrıca bu dönemde Avrupa’da Büyük Türk adıyla da anılmıştır. Çağ açıp çağ kapayan adam diye de bilinir. Ancak şu an kullandığımız ve her yerde duyduğumuz lakabı Fatih’tir.
II. Mehmet dünyaya 30 Mart 1432 yılında babası II. Murat’ın 8. çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Mehmed’in validesi Hüma Hâtûn’dur aynı zamanda, Fatih'in annesinin devşirme olduğu öne sürülmüştür. Sebep olarak da o dönemlerde din değiştiren kişilere çoğunlukla Abdullah isminin verilmesi gösterilir(Hüma Hatun’un babasının isim Abdullah’tır). Bazı batı kaynaklarında ise Fatih Sultan Mehmet’in annesinin Fransız asıllı bir Yahudi olan Ester Stella olduğu kayıtlıdır. Fatih Sultan Mehmed üvey annesi Mara Branković Hâtûn tarafından yetiştirmiştir.
Mehmed iki yaşına kadar Edirne'de yaşamış daha sonra 1434’te sütninesi ve küçük abisi Alâeddin Ali’yle birlikte 14 yaşındaki büyük abisi Ahmed’in Rum sancak beyi olduğu Amasya'ya gönderilmiştir. Burada abisi Ahmed'in erken yaşta ölmesi üzerine Mehmed altı yaşında Rum sancak beyi rütbesine yükselmiştir. Diğer abisi olan Alâeddin Ali ise Manisa'da Saruhan sancak beyi olmuştur. İki yıl sonra babaları II. Murat'ın talimatı ile iki kardeş yer değiştirilmişlerdir ve Mehmed Saruhan sancakbeyi olmuştur. Mehmed’in eğitimi için babası çeşitli hocalar görevlendirilmiştir. Ancak zeki olduğu kadar şımarık bir çocuk olan Mehmed’in eğitilmesi de kolay olmamıştır. Sonunda babası heybetli ve otoriter bir alim olan Molla Gürani’yi görevlendirilmiştir. Anlatılana göre Murad, Gürani'ye bir değnek vermiş ve Mehmed dersi ve onun sözlerini dinlememezlik ederse kullanmasını söylemişti. Molla Gürani Mehmed’e, dersini dikkate almayan bir öğrencinin hocası tarafından dövülmesi ile ilgili edebi bir cümleyi inceletmiştir, Mehmed durumun ciddiyetini kavrayarak eğitimine önem vermeye başlamıştır.
Şehzade Mehmed'in medrese kökenli hocaları da dahil olmak üzere bilgi edindiği Batılı şahsiyetler de bulunmaktaymış. Saruhan (Manisa) sarayında İtalyan hümanisti(dinsel bir anlayış) Anconalı Ciriaco ve saraydaki başka İtalyanlar onun Avrupa tarihi ile Antik Yunan filozoflarının hayatlarıyla ilgili kitaplar okumasına ön ayak olmuştur. Bu durum Şehzade Mehmed'in çok kültürlü bir padişah olmasını sağlamıştır. Topkapı Sarayı arşivinde bulunan II. Mehmed'in şehzadelik yıllarına ait olan karalama defterinde Latin harfleri, Arap harfleri, Roma büstlerini andıran insan çizimleri ve Osmanlı figürleri bulunmaktadır. Ayrıca Fatih Sultan Mehmed'in Arapça ve Farsçanın yanı sıra Latince, Yunanca ve İtalyanca bilmesi bu dönemdeki münasebetlerine dayandırılmaktadır.






İstanbul'un Fethinde Kullanılan Toplar

Fatih Sultan Mehmed Han’ın, İstanbul’un Fethi için balistik hesaplarını bizzat kendisinin yapmış olduğu, yaklaşık olarak 17 ton bakır kullanılarak dökülen ve 1,5 ton ağırlığındaki mermileri 1200 metre uzağa atabilen Şahi adını verdiği muazzam toplar döktürmüştür.
50 çift manda ve 700 askerle iki ayda Edirne’den İstanbul yakınlarına getirilebilen bu top, o zamana kadar misli görülmemiştir. Topların ilk deneme atışları yapılmadan önce yakında bulunan kimselerin dillerini yutmamaları ve gebe kadınların çocuklarını düşürmemeleri için şehrin her tarafına münadiler salınarak topların atılacağı zamanın ilan ettirilmiştir.

Not      : Fatih Sultan Mehmed döneminin en önemlilerinden olan tarihi top, Portsmouth'daki Fort Nelson Heritage Müzesinde sergileniyor. Söz konusu topun, Sultan Abdülaziz döneminde İngiliz Kraliçesi Victoria'nın isteğiyle İngiltere'ye hediye edildiği sanılıyor. Toplar 1868 tarihinde İngiltere'ye ulaşmıştır ve Rotunda Müzesi'ne yerleştirilmiştir.


İstanbul'a Giriş 

II. Mehmed Akşemsettin hocası ile İstanbul'a girişte ve şehir halkı tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Şehir halkı Akşamsettin'i II. Mehmed sanmış ve ona çeşitli hediyeler sunmuşlardır. Önce bunları reddeden Akşamsettin, II.
Mehmed'in "Gidiniz, çiçekleri gene ona veriniz. Sultan Mehmed benim, ama o, benim hocamdır" sözüyle hediyeleri Akşemsettin kabul etmiştir.

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1464 yılında yaptırılmış olan türbesi Bolu ilinin, Göynük ilçesindedir. İlçede her yıl, İstanbul'un fetih günü olan 29 Mayıs (Mayıs ayının son pazar günü) tarihinde anma günleri düzenlenmektedir.

İstanbul’un fethinin başlaması
İstanbul’un fethi 29 Mayıs 1453 senesinde, Fatih Sultan Mehmet’in önderliğinde Osmanlı ordusu ile Konstantin’e (İstanbul’a) yapılan seferdir. II. Mehmed, Konstantinopolis'i ele geçirmek için öncelikle deniz yardımının kesilmesi gerektiğini düşünmekteymiş. Bu gerekçe ile büyük dedesi Yıldırım Bayezid'in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısında Rumeli Hisarı'nı yaptırmıştır. Bu hisar, Tuna Nehri ile Karadeniz'den gelecek yardımı önlemenin yanında, Osmanlı Donanması için bir üs konumu üstlenmiştir. İstanbul'u kuşatacak ordunun arkasını korumak amacı ile Avrupa'da birçok stratejik noktaya birlikler gönderilmiştir. Mora Yarımadası kuşatılmıştır. İstanbul'un yüksek ve kalın surlarını yıkmak amacı ile Edirne'de, devrin önemli mühendisleri Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılar'a sığınan Macar Urban'a toplar döktürülmüştür. Edirne ve Konstantinopolis arasındaki yol düzenlendi ve topların geçebileceği kaliteye yükseltildi. II. Mehmed'in tasarlamış olduğu aşırtma gülleleri, günümüz ismi ile havan topları yapılmıştır.



Bizanslı Halkın Fatih Sultan Mehmed’e Saygıları
Fatih, önde hocası Akşemsettin Hazretleri olduğu halde, coşkulu bir törenle İstanbul’a giriyordu. Bizans halkı ve kadınlar yolları dökülmüş, genç Fatih’i selamlıyor, üzerine çiçekler atarak tebrik ediyorlardı. Başka bir ülkenin tarihinde böyle göz yaşartıcı bir sahneye şahit olabilmek mümkün mü? Hayır, tabi ki de mümkün değil Bizans halkı böyle karşılamıştır, Çünkü Bizanslılar, Osmanlı’nın zulmetmeyeceğini çok iyi biliyorlardı. Öyle de oldu Fatih, Bizanslıların dinlerinde serbest bıraktı ve mabetlerine dokunmadı.


Ulubatlı Hasan
Ulubatlı Hasan, İstanbul'un fethi sırasında Bizans surlarına ilk sancağı diken tımarlı sipahi olduğu bilinmektedir.
Bizans tarihçisi Phrantzes'in anlatışına göre, Türklerin 29 Mayıs Salı günü sabaha karşı Edirnekapı ile Topkapı arasında umumi bir hücum başlattıklarını ve savunmanın temel direği olan Venedikli General Giustiniani'nin yaralanıp cepheyi terk etmesi üzerine, Türk askerlerin heyecana gelmesi ve Fâtih'den gelen Topkapı Surlarına tırmanılması emrinin alınmasıyla birlikte Ulubatlı Hasan isimli küçük rütbeli ve genç bir asker veya subay, maiyetindeki 30 askerle beraber, Osmanlı bayrağını surlara dikmiş olduklarını söylemiştir.

Olayın Türk kaynaklarındaki yorumu ise şöyledir:
Ulubatlı Hasan, İstanbul fethedilirken surlara ilk önce çıkan ve Türk bayrağını surların üzerine ilk diken askerdir. Otuz kadar arkadaşıyla beraber Topkapı surlarına tırmanmıştır.

On sekiz arkadaşı çıkmaya çalışırken öldürülmüş, en yüksek yere çıktığı zaman da takımında yalnız kalmıştır.

Bayrağı dikmeyi başarmış ancak ne var ki, ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri, Bizans askerlerinin taş ve ok yağmuru onu şehit etmiştir.
İstanbul’un fethinden önce yapılan hazırlıklar
Osmanlı’nın yaptığı hazırlıklar
·   ·   Bizans’a Karadeniz’den gelecek yardımı engellemek için Anadolu hisarının karşısına Rumelihisarı yaptırılmıştır.
·     ·   Boğazlardan gelebilecek yardımı engellemek ve İstanbul’u denizden de fetih edebilmek için denize 400 parçalık bir donanma koyulmuştur.
·        Bizans’ın İstanbul çevresinde ki kaleleri fetih edilmiştir.
·         Surların üzerinden aşırtma topları atabilecek gülleler geliştirilmiştir.
·         Edirne’de İstanbul surlarını yıkmak için büyük toplar döküldü. Bu topların planlarını Fatih’in kendisi çizilmiştir.
·         Surlara yaklaşmayı ve tırmanmayı kolaylaştırmak amacıyla tekerlekli kuleler yaptırılmıştır.
·         Kuşatma sırasında sınırların güvenliği için Macaristan, Sırbistan, Eflak, Venedik ve Karamanoğullarıyla barış antlaşmaları yapılmıştır.
·         Avrupa’dan gelebilecek yardımları önlemek için balkanlara ordu gönderilmiştir.
·         Fatih Sultan Mehmed, zeytinyağı döktürerek insanlık tarihinde “yağla makine soğutmasını” havan topunun balistik hesaplarını yaparak, planını çizerek dik mermi yollu ilk silahı keşfetmiştir.
 




Bizans’ın yaptığı hazırlıklar

·         Haliç’ten gelebilecek saldırılar için Haliç’in ağzını zincirle kapatmış.
·         Surları ve kaleleri tamir ettirmiş.
·         Halktan bazıları asker olarak alınmıştır.
·         Halkı silahlandırmış.
·         Avrupa’dan yardım istemiştir. Fakat yardım gelmemiştir.
·         Bizans’ın en önemli silahı olan, hem karada hem de suda yanabilen Grejuva ateşi geliştirilmiştir.

Not: Osmanlı yaptığı top mermisiyle Avrupa da merkezi otoritesi çöken devletlere de yardımı olmuştur. Çünkü; Avrupa devletlerinde parası olan kale yaptırım içeride insan çalıştırıyordu. Osmanlının top mermisini geliştirmesi üzerine teslim olmayan derebeylerinin kaleleri yıkılmıştır ve bu yolla merkezi otorite sağlanmıştır.



İstanbul’un fethinin nedenleri
·         Osmanlı Devleti’nin Rumeli ve Anadolu’yu birleştirme düşüncesi,
·         Bizans’ın Avrupa’yı Türklere karşı sürekli kışkırtması ve Haçlı seferinin düzenlenmesine yol açması,
·         Bizans’ın Anadolu beyliklerin Osmanlı Devletine karşı kışkırtmışı,
·         Osmanlı şehzadelerinin isyan etmesi için kışkırtması,
·         Anadolu Türk siyasi birliği ve Osmanlı Devleti’nin güvenliği açısından tehdit oluşturması,
·         Bizans’ın konumundan dolayı Türklerin Anadolu’dan Rumeli’ye, Rumeli’den Anadolu’ya geçmekte zorluklarla karşılaşmaları,
·         Ekonomik yönden gelişmek isteyen Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u alarak kara ve deniz ticaret yollarına egemen olmak istemesi,
·         İstanbul’un alınması sonucunda, Avrupa devletlerinin Türkleri balkanlardan atma ümidinin kırılacak olmasıdır.
Kısaca; Fatih Sultan Mehmed, Batı dünyasına üstünlük sağlamak, Anadolu ve Rumeli topraklarının güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamak, İslam dünyasında itibar kazanmak, Türk ekonomisini canlandırmak gibi amaçlarla İstanbul’un fethi için hazırlıklara başladı.

***İstanbul’un kuşatılması tam 53 gün sürdü, bunun sonunda şehir Osmanlının eline geçti.
İstanbul'un Fethinde Gemilerin Karadan Yürütülmesi
II. Mehmed, donanmanın karadan yürütülüp Haliç'e indirilebileceğini belirtti. Birçok vezir ve paşa bu duruma tepki gösterdi. Sultan görüşlere tepki göstererek:
“Biz Peygamber müjdesini gerçekleştirmeye geldik. Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Han'ız. Allah'ın izni ve yardımı ile imkansızı mümkün yaparız. Davranın, amele bulun, usta bulun! Dolmabahçe'den Beyoğlu sırtlarına doğru geniş bir yol açın. Yol boyunca kızakları döşeyin. Cenevizliler ‘den yağ alıp kızakları yağlayın. Amma çok gizli tutun. Bizans bu durumu fark etmemeli.”
Bunun üzerine 67 parçalık donanmanın Haliç'e indirilmesi kararlaştırıldı. Dolmabahçe'den Beyoğlu sırtlarına uzanan bir yol yapıldı. Kızaklar döşenip, yağlandı. Gemilerin altına konacak arabalar hazırlandı. Çok sayıda manda ve öküz sağlandı. Cenevizli casuslar ise yoğun çalışmayı görüyor, ama kestiremiyorlardı. Bu sırada Molla Gürani, yanında talebeleriyle geldi. Molla Gürani, fethin Sultan Mehmet'e gerçekleşeceğini belirterek:
“Hünkarım, fetih size nasip olacaktır. Sakın vazgeçmeyin. Müritlerimle geldim. Kefenlerimiz boynumuzdadır. Ölene kadar fetih yolunda yürümeye andımız var.”dedi.
Bir gece içerisinde donanma Haliç'e indirildi. 22 Nisan'da donanma Haliç'ten ateşe başladı. Bizans Başkumandanı olan Giovanni Giustiniani ise, donanmanın Haliç'e indirilmesine inanamıyordu. Ayrıca, bu sırada İstanbul'a padişahın emri ile Zağanos Paşa tarafından köprü yapıldı.
Akşemsettin, Fatih Sultan Mehmet'in hocası

Akşemsettin asıl adı ile Şeyh Muhammed Şemsettin Bin Hamza, 15. yüzyılın sufilerinden biri ve Türk bilim adamıdır.

1389 yılında Osmancık'ta doğmuştur. Daha sonra 7 yaşında babası Şerafeddin-i Hamza Şâmî ile çağımızda Samsun'a bağlı olan Kavak'a yerleşmişlerdir. Hacı Bayram-ı Veli’nin müridi ve Fatih Sultan Mehmet’in hocalarındandır. İstanbul'un manevi fatihi olarak da anılır. Saçının ve sakalının ak olması ve beyaz elbiseler giymesinden dolayı Akşeyh veya Akşemseddin adlarıyla meşhur olmuştur. İskilip'te çocuklarından Nurulhuda'nın türbesi ile diğer yakınlarının mezarları vardır. Evlik köyünde bir cami yaptırmıştır. Akşemsettin Amasya'da medreselerden eğitim aldıktan sonra büyük üne kavuşmuştu.

Akşemsettin, küçük yaşlardan itibaren bilime ve sanata karşı ilgi duydu. İlim tahsilini tamamladıktan sonra, Osmancık'ta müderris oldu. Medrese öğrenimini zamanın büyük velisi Hacı Bayram-ı Veli'nin yanında tamamladıktan sonra seçkin bilginler arasında yerini aldı. Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma gücüyle kendini kitaplara adadı. Başta İslami bilimler olmak üzere tıp, astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden oldu. Uzun yıllar Osmanlı medreselerinde çalışarak yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Tıp alanında bulaşıcı hastalıklar üzerinde de önemli çalışmalar yaptı. Araştırmaları sonunda tıp ile ilgili Türkçe yazdığı Maddet-ül Hayat ve Arapça yazdığı Hall-i Müşkilât ve Risalet-ün nuriyye adlı Tasavvuf kitapları, bilinen eserleridir.Tıp ile ilgili Türkçe yazdığı Maddet-ül Hayat'ta geçen "Hastalıkların insanlarda teker teker peyda olduğunu zann etmek yanlıştır.Hastalıklar insandan insana gözle görülmeyecek kadar küçük tohumlar vasıtasıyla geçer" cümlesi ile ilk mikrop teorilerinden birini ortaya atmıştır. Tarihte mikroorganizmalardan bahseden ilk kişidir ve Mikrobiyolojinin babası sayılmaktadır.

Akşemsettin'in asıl ünü, büyük veli, Hacı Bayram Veli ile tanışmasından sonra başlamıştı. İlmi konulardaki önemli başarılardan sonra tasavvuf konusunda da ağırlığını göstermiş, daha sonra da II. Murat'ın emir ve isteğiyle Fatih Sultan Mehmet'in hocalığına tayin edilmişti. II. Mehmed'e danışmanlık yaparak İstanbul'un fethine katkıda bulunmuştur ve bu şekilde onun takdirini kazanmıştır. Fetih sırasında Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin kabrini keşfetmesi, Osmanlı ordusunun moralini yükseltmiştir. Padişahla İstanbul'a girişi hikaye olarak yazılmıştır..



Akşemsettin Hoca’nın Eserleri 


Risalet-ün Nuriyye Tasavvuf konusunda olumsuz yönde yorum yapanlara karşı yazılmıştır. Arapça olup, kardeşi Hacı Ali tarafından Türkçe ’ye çevrilmiştir.

·         Risale-i Zikrullah:200000000
·         Risale-i Şerh-i Ahval-i Hacı Bayram-ı Veli
·         Def’ü Metain
·         Makamat-ı Evliya (Velilerin Makamları)
·         Maddet-ül-Hayat (Hayat Maddesi)
·         Nasihatname-i Akşemsettin (Akşemsettin Nasihatnamesi)
·         Kitab-ül-Tıp (Tıp Kitabı)
·         Hall-i Müşkülat (Güçlüklerin Halli)

İstanbul’un Fethi’nin Türk Tarihi Açısından Önemi

·          Osmanlı Devleti merkeziyetçi, mutlak bir imparatorluk haline gelmiş ve devlet Yükselme Devri’ne girmiştir.

Kuruluş dönemi padişahları;
·         Osman ( 1299 - 1326 )
·         Orhan (1326 - 1362 )
·         I. Murat (1362 - 1389 )
·         Yıldırım Beyazıt ( 1389 -1402 )
·         Fetret Dönemi ( 1402 - 1413 )
·         Çelebi Mehmet (1413 -1421 )
·         II. Murat ( 1421 - 1451 )
·         II. Mehmet ( Fatih ) (1451 -1481) - Kuruluşun son yükselmenin ilk padişahı.

Yükselme dönemi padişahları;

·         Fatih Sultan Mehmet (1451 – 1481)
·         II. Bayezit (1481 – 1512)
·         Yavuz Sultan Selim (1512 – 1520)
·         Kanuni Sultan Süleyman (1520 – 1566)
·         II. Selim (1566 – 1574)Sokullu Mehmet Pasa Dönemi
·         III. Murat (1574 – 1595)Sokullu Mehmet Pasa Dönemi


·         İstanbul’un Fethi ile Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans’ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.
·         İstanbul’un Fethi ile Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.
·         İpek Yolu‘nun Avrupa’ya giden kolu ele geçirildi.
·         İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti yapıldı ve II. Mehmed ülke alan, ülke açan anlamına gelen ‘Fatih’ unvanını aldı.
·         Osmanlı Devleti’nin İslâm Dünyası’ndaki saygınlığı arttı.
·         Fener Rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi.
***İstanbul’un fethi sonucunda Osmanlı askerlerinden 150.000 ile 200.000 kişi şehadet şerbetinden içmiştir.

İstanbul’un Fethinden Sonra Osmanlının Siyasi Durumu
1.      Toprak bütünlüğü sağlanmıştır.
2.      Osmanlı Devletinin İslam dünyasında saygınlığı artmıştır.
3.      Bin yılı aşkın süre devam eden Bizans İmparatorluğu yıkılmıştır





 
İstanbul’un Fethi’nin Dünya Tarihi Açısından Önemi

·         Ortaçağın sonu, Yakın Çağ’ın başlangıcıdır.
·         Bin yıllık Bizans İmparatorluğu sona erdi.
·         Osmanlılar Ortodoksların hem egemeni hem koruyucusu olmuşlardır.
·         Kale ve Surların büyük toplarla yıkılabileceği görüldü. Dolayısıyla Ortaçağ Avrupa rejimi Derebeylikler yıkılarak yerine güçlü krallıklar kurulmaya başlandı.
·         İpek yolu egemenliğinin Osmanlı Devletinin eline geçmesiyle Avrupalılar yeni ticaret yolları aramaya başladılar.
·         İstanbul'un fethiyle İtalya'ya göç eden Bizans Bilim adamları Yaptıkları çalışmalarla
·         Rönesans'ın başlamasına katkıda bulundular.

***Daha sonraki devirlerde Avrupa da yetişen denizciler cesurdular ve kilise hurafelerine inanmıyorlardı. Bu yüzden yeni ticaret yerleri keşfederek Osmanlının üstünlüğünü kazandığı ipek yolu önemini kaybetmiştir.




KAYNAKÇA
1.      http://forum.rami.k12.tr/index.php?topic=1582.0
2.      http://www.etarih.net/
3.      http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stanbul'un_Fethi
4.      http://www.forumdas.net/osmanlida-sosyal-hayat/istanbulun-fethinin-nedenleri-46978/
5.      http://bilgiyelpazesi.net/
6.      http://istanbulbabasi.blogcu.com/istanbulu-fethinin-turk-ve-dunya-tarihi-acisindan-sonuclari/2481588
7.      http://www.delinetciler.net/forum/turk-tarihi/130376-istanbulun-fethinin-turk-tarihi-acisindan-onemi.html
8.      http://www.yenimakale.com
9.      http://www.delinetciler.net
10.  http://www.frmtr.com/garip-olaylar/2813605-istanbulun-fethinde-gemilerin-karadan-yurutulmesi-hikayesi-uydurmami.html
11.  http://www.forumdas.net/kisaca/istanbulun-fethi-gemilerin-karadan-yurutulmesi-84162/
12.  http://www.hakikat.com/dergi/165/hyilmaz165.html
13.  http://www.bilgimce.com/belirli-gunler/istanbul_un_fethinin_baslangici.asp
14.  http://www.sorucevapbank.com/istanbulun-fethinin-asil-baslama-sebebi-nedir.html
15.  http://www.islamseli.com/peygamberimizin-sav-hayatindan-oykuler/70337-istanbulun-fethini-mujdeleyen-hadis-i-serif.html
16.  http://www.sonkale.org/istanbul-un-fethi-neden-onemlidir-h10416.html
17.  http://www.sorularlaislamiyet.com
18.  http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/istanbul'un_fethi
19.  http://www.toplumdusmani.net/modules/wordbook/entry.php?entryID=5922
20.  http://www.uzmanportal.com/istanbulun-fethi-onemi-ve-sonuclari.html/
21.  http://www.biyografim.net
22.   http://alierbulut.blogcu.com/istanbul-un-fethi-ve-onemi/3612978
23.   10. Sınıf tarih 



 Hazırlayan                         :   Samet DİNÇER



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seçilmiş serisi hangi kitaplardan oluşur

İşletmenin Kuruluş Çalışmaları

DDOS attack Bazı Basit Kodlar